top of page

Acele Kamulaştırma Davası 2024

Acele Kamulaştırma Usulünün Tanımı ve Uygulanacağı Haller


Acele kamulaştırma usulü, özellikle taşınmaz malların kamu yararına acil bir ihtiyaç duyulduğu durumlarda devreye giren, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 27. maddesi ile düzenlenen özel bir kamulaştırma türüdür. Bu usul, olağan kamulaştırma süreçlerinin tamamlanması beklenmeden, devletin ya da kamu tüzel kişilerinin taşınmazlara el koymasına imkan tanır. Acele kamulaştırma usulü, mülkiyet hakkı üzerinde ciddi bir müdahale oluşturduğu için yalnızca belirli durumlarda uygulanabilmektedir.


acele kamulaştırma davası

Acele Kamulaştırma Usulünün Tanımı


Acele kamulaştırma, devletin veya ilgili idarenin, kamu yararına acil ihtiyaç duyulan taşınmazlara hızlı bir şekilde el koyabilmesine olanak sağlayan bir prosedürdür. Bu işlem, olağan kamulaştırma süreçlerinden farklı olarak, süreç tamamlanmadan önce mülkün kullanıma açılmasını sağlar. Ancak bu acil el koyma işlemi, taşınmazın mülkiyetini doğrudan devretmez; sadece idarenin mülkü kullanma hakkını elde etmesine imkan tanır.


Acele Kamulaştırma Usulünün Uygulanacağı Haller


Acele kamulaştırma usulü, yalnızca belirli durumlarda uygulanabilir. Bu durumlar, kamunun acil ihtiyaçlarını karşılamak için hızlı hareket edilmesi gereken hallerdir. Kamulaştırma Kanunu'nun 27. maddesi bu durumları üç ana başlıkta toplar:


  1. 3634 Sayılı Milli Müdafaa Mükellefiyeti Kanunu'ndan Kaynaklanan Haller: Bu durum, milli savunma ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla acele kamulaştırma yapılmasını gerektirir. Özellikle askeri amaçlarla kullanılacak taşınmazlar için bu usul devreye girebilir.

  2. Aceleliğine Cumhurbaşkanı'nca Karar Alınacak Haller: Cumhurbaşkanlığı kararı ile belirlenen acil durumlar, acele kamulaştırma usulünün uygulanmasını gerektirir. Bu kararlar genellikle büyük kamu projeleri, altyapı çalışmaları veya stratejik öneme sahip yatırımlar için verilir. Cumhurbaşkanının onayı, sürecin hızla ilerlemesine olanak sağlar.

  3. Özel Kanunlarla Öngörülen Olağanüstü Haller: Özel kanunlarla belirlenen ve olağanüstü durumlar olarak nitelendirilen hallerde de acele kamulaştırma usulü uygulanabilir. Bu durumlar genellikle doğal afetler, büyük çaplı kalkınma projeleri veya toplum sağlığını tehdit eden durumlar gibi olağanüstü olaylar karşısında ortaya çıkar.


Acele Kamulaştırma Usulünün Aşamaları


Acele Kamulaştırma Kararından Önce İzlenmesi Gereken Usul


Acele kamulaştırma sürecinde, karar alınmadan önce çeşitli usuller takip edilmelidir. Bu süreç, kamulaştırılacak taşınmazların belirlenmesi, gerekli ödeneğin sağlanması ve kamu yararı kararının alınması gibi aşamaları içerir.


Kamulaştırma Bedeli İçin Yeterli Ödeneğin Temin Edilmesi

Kamulaştırma işlemlerinin yürütülebilmesi için, kamulaştırılacak taşınmazların bedelinin ödenmesi gerekmektedir. Bu nedenle, ilgili idareler, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 3. maddesi uyarınca, kamulaştırma bedeli için yeterli ödeneği temin etmek zorundadır. Kanunda belirtildiği üzere, kamulaştırma bedelinin nakden ve peşin olarak veya belirli hallerde eşit taksitlerle ödenmesi gerekmektedir. Bu ödeneğin sağlanması, kamulaştırma sürecinin ilk aşamasını oluşturur.


Kamu Yararı Kararının Alınması

Kamu yararı kararı, kamulaştırma sürecinin en önemli aşamalarından biridir. Bu karar, ilgili merciler tarafından alınır ve kamulaştırmanın meşruiyetini sağlar. Acele kamulaştırmada da, diğer kamulaştırma süreçlerinde olduğu gibi, kamu yararı kararının alınması zorunludur. Bu karar, genellikle proje bazlı olarak alınır ve ilgili Bakanlık tarafından onaylanarak yürürlüğe girer. Bu süreç, acele kamulaştırma kararından önce tamamlanması gereken önemli bir adımdır.


Kamulaştırılacak Taşınmazın ve Sahibinin Belirlenmesi

Kamulaştırılacak taşınmazların ve bu taşınmazların sahiplerinin belirlenmesi de, acele kamulaştırma sürecinin kritik aşamalarından biridir. Taşınmazların tapu kayıtları üzerinden yapılacak detaylı bir inceleme ile bu tespitler gerçekleştirilir. İlgili idare, taşınmazların maliklerini ve taşınmazın sınırlarını net bir şekilde belirlemeli, bu bilgileri resmi olarak kayda geçirmelidir.


Kamulaştırma Kararının Alınması ve Tapu Siciline Şerh Verilmesinin İstenmesi

Acele kamulaştırma sürecinin bir sonraki adımı, kamulaştırma kararının alınması ve bu kararın tapu siciline işlenmesi işlemidir. Kamulaştırma kararının alınması, ilgili idarenin, kamu yararı kararı ve diğer gerekli belgelerle birlikte, mahkemeye başvurarak acele kamulaştırma talebinde bulunması ile gerçekleşir. Mahkeme, bu talebi değerlendirir ve kararını verir. Kararın ardından, tapu sicil müdürlüğüne başvurularak, kamulaştırma şerhi tapu kütüğüne işlenir.

Bu aşamalar, acele kamulaştırma sürecinin temel taşlarını oluşturur ve süreç tamamlanana kadar izlenmesi gereken adımları belirler. Kamulaştırma bedelinin tespiti, kamu yararı kararının alınması, taşınmaz ve malikin belirlenmesi ve tapu siciline şerh verilmesi gibi işlemler, acele kamulaştırma kararının alınmasından önce tamamlanmalıdır .


Acele Kamulaştırma Kararı Alınması

Acele Kamulaştırma Kararının Hukuki Niteliği ve Unsurları


Acele kamulaştırma kararının hukuki niteliği, idarenin kamulaştırma sürecinde acele el koyma işlemlerini gerçekleştirmesine imkan tanıyan bir idari işlem olmasından kaynaklanır. Bu karar, kesin ve icrai bir nitelik taşır; yani, idare bu kararı uygulamaya başladığında, taşınmazın mülkiyet durumunu etkileyen ve hukuki sonuçlar doğuran bir işlem gerçekleştirir. Acele kamulaştırma kararının hukuki geçerliliği, belirli unsurlara bağlıdır: yetki, şekil, sebep, konu ve maksat.


Acele Kamulaştırma Kararında Yetki Unsuru

Yetki unsuru, acele kamulaştırma kararının hangi idari makamlar tarafından alınabileceğini belirler. Türk hukuku bağlamında, acele kamulaştırma kararının alınmasında yetkili merci genellikle Cumhurbaşkanıdır. Cumhurbaşkanı, kamu yararı gözetilerek acele kamulaştırma kararı alabilir ve ilgili idare bu karara dayanarak taşınmaz üzerinde işlem yapabilir. Yetki devri de mümkündür, ancak bu devir, hukuken geçerli ve sınırları belli bir yetki devri olmalıdır.


Acele Kamulaştırma Kararında Yetki Devri

Yetki devri, belirli şartlar altında, acele kamulaştırma kararı alma yetkisinin başka bir makama devredilmesini içerir. Ancak bu devrin yasal çerçevede yapılması gerekir. İdari makamlar, kanunen kendilerine verilmiş yetkileri devredebilir, fakat bu yetkinin devri, ilgili işlemin hukuki geçerliliğini etkilemeyecek şekilde olmalıdır.


Acele Kamulaştırma Kararında Şekil Unsuru

Şekil unsuru, acele kamulaştırma kararının belirli bir prosedüre uygun olarak alınmasını gerektirir. Karar, hukuka uygun olarak şekil şartlarına riayet edilerek alınmalıdır. Bu bağlamda, kamulaştırma kararında yazılı olarak belirtilmesi gereken hususlar, yetkili makamların onayları, kararın resmi gazetede yayımlanması gibi süreçler bu unsuru oluşturur.


Acele Kamulaştırma Kararında Sebep Unsuru

Sebep unsuru, acele kamulaştırma kararının alınmasının gerekçesini oluşturur. Bu gerekçe, kamu yararı veya milli güvenlik gibi durumlara dayanmalıdır. Kararın gerekçesi, kararın hukuki zemini olup, bu gerekçenin somut olaylarla ve mevcut ihtiyaçlarla örtüşmesi zorunludur. Yetersiz ya da geçersiz bir gerekçe, kararın iptaliyle sonuçlanabilir.


Acele Kamulaştırma Kararında Konu Unsuru

Konu unsuru, kamulaştırma işlemiyle ilgili taşınmazların durumunu ve bu taşınmazlar üzerinde yapılacak işlemleri kapsar. İşlemin konusu, hukuka uygun, meşru ve mümkün olmalıdır. Acele kamulaştırma, ancak kamu hizmeti ile doğrudan bağlantılı olan taşınmazlar üzerinde gerçekleştirilebilir. Bu bağlamda, kamulaştırılan taşınmazın tamamen ya da kısmen kamulaştırılması, irtifak hakkı tesis edilmesi gibi işlemler de bu unsurun kapsamında değerlendirilir.


Acele Kamulaştırma Kararında İrtifak Hakkı Tesisi

Bazı durumlarda, acele kamulaştırma sürecinde taşınmaz üzerinde mülkiyet devri yerine, irtifak hakkı tesis edilmesi yeterli olabilir. Bu durumda, taşınmazın mülkiyeti malikte kalmakla birlikte, kamu hizmeti açısından gerekli görülen kullanım hakları idareye geçer. Bu irtifak hakkı, taşınmazın belirli bir bölümünde ya da tamamında kurulabilir.


Acele Kamulaştırma Kararında Taşınmazın Kısmen Kamulaştırılması

Taşınmazın kısmen kamulaştırılması, acele kamulaştırma kararının yalnızca taşınmazın belirli bir bölümünü kapsaması durumudur. Bu durumda, kamulaştırılan kısmın kamu hizmeti için yeterli olması gerekir. Taşınmazın kısmen kamulaştırılması durumunda, geri kalan kısmın kullanımına ilişkin hukuki düzenlemeler de yapılmalıdır.


Acele Kamulaştırma Kararında Maksat Unsuru

Maksat unsuru, acele kamulaştırma kararının hangi amaca hizmet ettiğini belirler. Bu unsur, kararda belirtilen amacın kamu yararına olup olmadığını sorgular. Acele kamulaştırma kararı, yalnızca kamu yararını sağlamaya yönelik bir amaç taşıdığında hukuka uygun kabul edilir. Örneğin, bir altyapı projesinin hızla tamamlanabilmesi amacıyla yapılan acele kamulaştırmalar, kamu yararını gözeten maksat unsuruna uygun olarak kabul edilir.


Acele Kamulaştırma Kararından Sonra İzlenmesi Gereken Usul

Kıymet Takdiri Komisyonunun Kurulması ve Satın Alma Usulünün Denenmesi


Acele kamulaştırma sürecinde, kararın alınmasının ardından izlenmesi gereken adımlar oldukça önemlidir. İlk olarak, acele el koyma kararını alan ve parayı depo ederek taşınmaza el koyan idare, taşınmazla ilgili satın alma usulünü denemelidir. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nda 4650 sayılı Yasa ile yapılan değişiklikler, satın alma usulüne ilişkin yeni düzenlemeler getirmiştir.

Bu düzenlemelere göre, idareler kamulaştırma bedellerini, kendi bünyelerinde kuracakları kıymet takdiri komisyonu aracılığıyla tespit ettirebilir. Bu komisyon, taşınmazın tahmini bedelini belirlemekle görevlidir. Belirlenen bu bedel üzerinden idare, mal sahibi ile pazarlık yaparak taşınmazı anlaşma yoluyla satın alma yolunu dener. Bu süreçte uzlaşma sağlanamazsa, taşınmazın kamulaştırılması için idareye ait başka bir taşınmazla trampa edilmesi yolu da denenebilir. Bu yöntemlerin hiçbirinde başarı sağlanamazsa, dava aşamasına geçilir ve taşınmazın devir süreci yargısal aşama ile devam eder.


Yargısal Aşama


Satın alma usulünün başarısız olması durumunda, yargısal aşama devreye girer. Bu aşamada, idare, taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve tapuda tescili için Asliye Hukuk Mahkemesine başvurur. Kamulaştırma Kanunu'nun 8. maddesi uyarınca, idare, mahkemeye sunacağı dilekçeye taşınmazla ilgili topladığı tüm bilgi ve belgeleri eklemek zorundadır.

Mahkeme, kanun gereği, bilirkişi kurulu oluşturur ve taşınmazın değerini tespit eder. Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilir ve itirazlar değerlendirilir. Bu süreçte, belirlenen bedel taşınmaz maliki tarafından kabul edilmezse, mahkeme tarafından yeni bir bedel tespiti yapılabilir. Yargılama süreci tamamlandıktan sonra, mahkemenin belirlediği bedel üzerinden idare, taşınmazın mülkiyetini elde eder.


Bedel Tespitine İlişkin Temyiz Yolu


Kamulaştırma Kanunu'na göre, bedel tespitine ilişkin mahkeme kararları kesin nitelikte olup, temyiz yoluna başvurulamaz. Ancak belirli durumlarda, özellikle bedel tespitine itiraz edilmesi durumunda, temyiz yolu kullanılabilir. Temyiz süreci, kararın hukuki dayanaklarının ve belirlenen bedelin uygunluğunun yeniden değerlendirilmesini sağlar. Ancak, temyiz merciinin ilk derece mahkemesi kararını bozması durumunda, dosya yeniden incelenmek üzere geri gönderilir.


Acele Kamulaştırma Kararının Yargılama Usulü

Acele Kamulaştırma Kararı Yargılamasında İdari Dava Türü


Acele kamulaştırma kararlarına karşı açılan davalar, idari yargıda görülen davalar arasında yer alır. Bu tür davalar, idari işlemlerin hukuka uygunluğunun denetlenmesi amacıyla açılır. İdarenin acele kamulaştırma kararı, bireylerin taşınmaz mülkiyetine doğrudan müdahale eden bir idari işlem olduğu için, bu tür işlemlerin iptali için iptal davası açılabilir. İdari dava türü olarak acele kamulaştırma kararlarına karşı açılan davalar, idari yargılama usulüne tabidir ve bu usul kapsamında değerlendirilir.


Acele Kamulaştırma Kararının Yargılama Usulü


Acele kamulaştırma kararlarının yargılama süreci, idari yargılama usulü kuralları çerçevesinde yürütülür. İvedi yargılama usulü, acele kamulaştırma davalarının hızlı bir şekilde sonuçlandırılmasını sağlamak amacıyla uygulanır. Bu tür davalarda yargı sürecinin kısa sürede tamamlanması önemlidir, çünkü acele kamulaştırma kararı, kamu yararına hızla gerçekleştirilmesi gereken projeler için alınır.


Dava Ehliyeti


Dava ehliyeti, acele kamulaştırma kararlarına karşı dava açabilecek kişilerin sahip olması gereken bir koşuldur. Dava ehliyeti, bir kişinin ya da kurumun belirli bir davayı açabilme yeteneğini ifade eder. Acele kamulaştırma kararlarına karşı dava açma ehliyeti, sadece taşınmazın maliki ya da üzerinde ayni hakka sahip olan kişiler tarafından kullanılabilir.


Acele Kamulaştırma Kararının Ekli Listesinde Yer Almayan Taşınmazlar Yönünden Ehliyet


Acele kamulaştırma kararına ekli listede yer almayan taşınmazlar için dava açma ehliyeti bulunmamaktadır. Eğer bir taşınmaz, acele kamulaştırma kararının ekli listesinde yer almıyorsa, bu taşınmazın malikinin söz konusu karara karşı dava açma hakkı yoktur.


Acele Kamulaştırma Kararının Tümüne Dava Açılması Durumunda Ehliyet


Bir malikin, sadece kendisine ait taşınmaz için dava açma ehliyeti bulunmaktadır. Acele kamulaştırma kararının tümüne yönelik bir dava açılması mümkün değildir; malik, yalnızca kendi taşınmazı için dava açabilir.


Kiracının Dava Açma Ehliyeti


Kiracılar, acele kamulaştırma kararlarına karşı dava açma ehliyetine sahip değildir. Dava açma ehliyeti, taşınmazın mülkiyetini elinde bulunduran maliklere aittir. Kiracılar, bu süreçte dava açamazlar, çünkü mülkiyet hakkına sahip değildirler.


Ehliyetin Tespiti Açısından Tapu Tahsis Belgesinin Hukuki Niteliği


Tapu tahsis belgesi, acele kamulaştırma davalarında dava ehliyeti için yeterli kabul edilebilir. Bu durumda, tapu tahsis belgesi, taşınmaz üzerinde bir hak iddiasında bulunmak için hukuki dayanak oluşturabilir ve dava açma ehliyetini sağlar.


Ehliyetin Tespiti Açısından Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesinin Hukuki Niteliği


Gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi de, dava ehliyeti açısından dikkate alınabilir. Bu tür sözleşmeler, taşınmaz üzerinde bir hak doğurmaz; ancak belirli şartlar altında, dava açma ehliyeti için bir temel teşkil edebilir.


Kamu Kurumu Niteliğindeki Meslek Kuruluşlarının Dava Açma Ehliyeti


Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, acele kamulaştırma kararlarına karşı dava açma ehliyetine sahip olabilirler. Bu tür kuruluşlar, kamu yararını koruma amacı güttüklerinden, belirli durumlarda dava açma hakkına sahip olabilirler.


Belediyelerin Dava Açma Ehliyeti


Belediyeler, acele kamulaştırma kararlarına karşı dava açma ehliyetine sahiptir. Ancak, bu yetki, yalnızca belediyenin menfaatine dokunan ya da görev alanını ilgilendiren durumlarla sınırlıdır. Belediyeler, kamu yararına aykırı gördükleri kamulaştırma kararlarına karşı yargıya başvurabilirler.


Yetkili ve Görevli Mahkeme


Acele kamulaştırma kararlarına karşı açılacak davalarda yetkili mahkeme, taşınmazın bulunduğu yer idare mahkemesidir. Ancak, Cumhurbaşkanlığı kararıyla alınan acele kamulaştırma kararları için ilk derece mahkemesi olarak Danıştay görevlidir. Cumhurbaşkanı tarafından alınan kararlara karşı Danıştay’da dava açılır.


İdari Mercii Tecavüzü


İdari mercii tecavüzü, idari bir makamın kendi yetkisi dışında bir alanda karar alması durumudur. Bu durumda, idari yargı mercileri, idari işlemin hukuka aykırılığını tespit edebilir ve bu işlemi iptal edebilir.


Dava Açma Süresi


Acele kamulaştırma kararlarına karşı açılacak davalar, ivedi yargılama usulüne tabi olduğundan, bu tür davalar için belirlenen dava açma süresi kısadır. Genel olarak, acele kamulaştırma kararlarına karşı 30 gün içinde dava açılması gerekmektedir. Bu süre, kararın Resmi Gazete’de yayımlanmasından itibaren başlar .


Acele Kamulaştırma Kararının İptaline İlişkin Davalarda Yürütmenin Durdurulması İstemi


Acele kamulaştırma kararlarının iptaline ilişkin davalarda yürütmenin durdurulması talebi, idari yargılama sürecinde önemli bir araçtır. Ancak, acele kamulaştırma davalarının doğası gereği, bu tür işlemler ivedilikle sonuçlandırılması gereken süreçler arasında yer alır.

İdari Yargılama Usulü Kanunu (İYUK)'nun 27. maddesinin 7. fıkrasına göre, yürütmenin durdurulması istemi hakkında verilen kararlar, acele kamulaştırma davalarında kesindir ve bu kararlara itiraz edilemez. Bu durum, acele kamulaştırma işlemlerinin hızlı bir şekilde yürütülmesini ve kamu yararının korunmasını hedefler. Ancak bu kural, bazı durumlarda mülkiyet hakkı gibi temel hakların korunması açısından davacılar için olumsuz sonuçlar doğurabilir. Yürütmeyi durdurma kararlarına itiraz edilememesi, mülkiyet hakkı ihlalleri durumunda telafisi güç zararlara yol açabilir .


Acele Kamulaştırma Kararının Yargısal Denetiminde Kanun Yolu


Acele kamulaştırma kararlarının yargısal denetimi, idari yargılama usulü çerçevesinde gerçekleştirilir. İYUK 45. maddeye göre, acele kamulaştırma kararlarına karşı açılan davalarda istinaf yoluna başvurulamamaktadır. Bu davalar, acele kamulaştırmanın doğası gereği ivedi yargılama usulüne tabidir, bu yüzden ilk derece mahkemesinin verdiği kararlar kesin nitelikte olur ve yalnızca temyiz yoluna başvurulabilir .


İYUK 46. madde kapsamında, temyiz süresi, kararın tebliği tarihinden itibaren otuz gün olarak belirlenmiştir. Cumhurbaşkanı tarafından alınan acele kamulaştırma kararlarına karşı açılan iptal davalarında ise Danıştay, ilk derece mahkemesi olarak görev yapar. Bu tür davalarda istinaf aşaması yoktur, ancak temyiz yolu açıktır ve temyiz süresi on beş günle sınırlıdır .

Danıştay, acele kamulaştırma kararlarının yargısal denetiminde, Anayasa'nın 40. maddesi gereğince başvuru yolu ve süresini karara bağlar. Ancak, ivedi yargılama usulüne tabi olan bu davalarda yürütmenin durdurulması kararlarına itiraz yolu kapalı olduğundan, esas hakkında verilen kararlara karşı temyiz yoluna gidilebilir .


Çanakkale ve Edirne’de Acele Kamulaştırmadan Etkilenen Taşınmaz Sahipleri İçin Öneriler


Çanakkale ve Edirne gibi bölgelerde acele kamulaştırma uygulamaları, özellikle büyük altyapı projeleri, enerji yatırımları ve askeri alanlarla ilgili olarak sıkça gündeme gelebilir. Acele kamulaştırmadan etkilenen taşınmaz sahiplerinin haklarını koruyabilmesi için, sürecin her aşamasında dikkatli olmaları ve yasal haklarını doğru bir şekilde savunmaları gerekir.


Önemli Noktalar:

  • Dava Açma Süresi: Acele kamulaştırma kararına itiraz etmek isteyen taşınmaz sahiplerinin, kararın Resmi Gazete'de yayımlanmasından itibaren 30 gün içinde iptal davası açması gerekmektedir. Bu süre içerisinde dava açılmazsa, karar kesinleşir ve itiraz etme hakkı kaybedilir.

  • Bedel Tespiti: Kamulaştırma bedelinin tespiti konusunda maliklerin haklarını koruması önemlidir. Bu süreçte idare tarafından tespit edilen bedelin düşük olduğunu düşünen malikler, bedel tespiti davası açarak bağımsız bilirkişiler aracılığıyla yeniden değerlendirme talep edebilirler.

  • Yasal Destek Alın: Acele kamulaştırma süreçleri karmaşık ve hukuki bilgi gerektiren süreçlerdir. Bu nedenle, haklarınızı korumak adına deneyimli bir avukattan hukuki danışmanlık almanız faydalı olacaktır.



Comments


bottom of page