Genel Güvenliğin Taksirle Tehlikeye Sokulması Suçu ve Cezası: TCK Madde 171
- Avukat Vedat Hakan beyaz
- 8 Tem 2024
- 6 dakikada okunur
Taksirle tehlikeye sebebiyet verme suçu, kamu güvenliğini tehlikeye atan fiillerin dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı bir şekilde gerçekleştirilmesi durumunda oluşur. Bu yazıda, Türk Ceza Kanunu Madde 171. maddesi kapsamında düzenlenen bu suç tipini detaylı bir şekilde inceleyeceğiz.

Suç Tipi Hakkında Genel Bilgiler
TCK 171. maddesine göre, "Taksirle;
a) Yangına,
b) Bina çökmesine, toprak kaymasına, çığ düşmesine, sel veya taşkına, Neden olan kişi, fiilin başkalarının hayatı, sağlığı veya malvarlığı bakımından tehlikeli olması halinde, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır".
Korunan Hukuki Yarar
Bu suç tipi ile korunan hukuki yarar, kamu güvenliği ve toplumun selametidir. Kamunun selameti, belirsiz sayıda kişinin can ve mal güvenliğini ifade eder ve bu tür suçlarla toplumun genel güvenliğinin korunması amaçlanır.
Genel Güvenliğin Taksirle Tehlikeye Sokulması Suçu:
Suçun Unsurları
Genel Güvenliğin Taksirle Tehlikeye Sokulması Suçunun
Maddi Unsuru: Taksirle tehlikeye sebebiyet verme suçu, seçimlik hareketli bir suçtur ve yangın, bina çökmesi, toprak kayması, çığ düşmesi, sel veya taşkın fiilleriyle işlenir. Yangın, bina çökmesi, toprak kayması, çığ düşmesi ve sel veya taşkın durumlarında, bu fiillerin kamu için mutlak tehlike doğurduğu varsayılır ve ayrıca tehlikenin gerçekleştiğinin ispatlanmasına gerek yoktur.
Genel Güvenliğin Taksirle Tehlikeye Sokulması Suçunun
Manevi Unsuru: Suç, taksirle işlenebilen bir suçtur. Taksir, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranarak suçun kanuni tanımındaki neticenin öngörülebilir olmasına rağmen meydana gelmesidir. Taksirin bilinçli ve bilinçsiz taksir olmak üzere iki türü vardır. Bilinçli taksirde fail, neticeyi öngörmesine rağmen davranışını sürdürürken, bilinçsiz taksirde ise netice öngörülemez.

Kanunda düzenlenen benzer suçlar:
ÜÇÜNCÜ KISIM
Topluma Karşı Suçlar
BİRİNCİ BÖLÜM
Genel Tehlike Yaratan Suçlar
Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması
Madde 170- (1) Kişilerin hayatı, sağlığı veya malvarlığı bakımından tehlikeli olacak biçimde ya da kişilerde korku, kaygı veya panik yaratabilecek tarzda;
a) Yangın çıkaran,
b) Bina çökmesine, toprak kaymasına, çığ düşmesine, sel veya taşkına neden olan,
c) Silahla ateş eden veya patlayıcı madde kullanan,
kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Yangın, bina çökmesi, toprak kayması, çığ düşmesi, sel veya taşkın tehlikesine neden olan kişi, üç aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
Radyasyon yayma
Madde 172- (1) Bir başkasını, sağlığını bozmak amacıyla ve bu amacı gerçekleştirmeye elverişli olacak surette, radyasyona tabi tutan kişi, üç yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Birinci fıkradaki fiilin belirsiz sayıda kişilere karşı işlenmiş olması halinde, beş yıldan az olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur.
(3) Bir başkasının hayatı, sağlığı veya malvarlığına önemli ölçüde zarar vermeye elverişli olacak biçimde radyasyon yayan veya atom çekirdeklerinin parçalanması sürecine etkide bulunan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(4) Radyasyon yayılmasına veya atom çekirdeklerinin parçalanması sürecine, bir laboratuvar veya tesisin işletilmesi sırasında gerekli dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı olarak neden olan kişi, fiilin bir başkasının hayatı, sağlığı veya malvarlığına önemli ölçüde zarar vermeye elverişli olması halinde, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Atom enerjisi ile patlamaya sebebiyet verme
Madde 173- (1) Atom enerjisini serbest bırakarak bir patlamaya ve bu suretle bir başkasının hayatı, sağlığı veya malvarlığı hakkında önemli ölçüde tehlikeye sebebiyet veren kişi, beş yıldan az olmamak üzere hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Yukarıdaki fıkrada tanımlanan fiilin taksirle işlenmesi halinde, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
Tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirmesi
Madde 174- (1) Yetkili makamlardan gerekli izni almaksızın, patlayıcı, yakıcı, aşındırıcı, yaralayıcı, boğucu, zehirleyici, sürekli hastalığa yol açıcı nükleer, radyoaktif, kimyasal, biyolojik maddeyi imal, ithal veya ihraç eden, ülke içinde bir yerden diğer bir yere nakleden, muhafaza eden, satan, satın alan veya işleyen kişi, dört yıldan sekiz yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Yetkili makamların izni olmaksızın, bu fıkra kapsamına giren maddeleri imal etmek, işlemek veya kullanmak amacıyla, gerekli olan malzeme ve teçhizatı ithal eden, ihraç eden, satışa arz eden, başkalarına veren, nakleden, depolayan, satın alan, kabul eden veya bulunduran kişi de aynı ceza ile cezalandırılır.
(2) Bu fiillerin suç işlemek için teşkil edilmiş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, verilecek ceza bir kat artırılır.
(3) Önemsiz tür ve miktarda patlayıcı maddeyi satın alan, kabul eden veya bulunduran kişi hakkında, kullanılış amacı gözetilerek, bir yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
Akıl hastası üzerindeki bakım ve gözetim yükümlülüğünün ihlali
Madde 175- (1) Akıl hastası üzerindeki bakım ve gözetim yükümlülüğünü, başkalarının hayatı, sağlığı veya malvarlığı bakımından tehlikeli olabilecek şekilde ihmal eden kişi, altı aya kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
İnşaat veya yıkımla ilgili emniyet kurallarına uymama
Madde 176- (1) İnşaat veya yıkım faaliyeti sırasında, insan hayatı veya beden bütünlüğü açısından gerekli olan tedbirleri almayan kişi, üç aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
Hayvanın tehlike yaratabilecek şekilde serbest bırakılması
Madde 177- (1) Gözetimi altında bulunan hayvanı başkalarının hayatı veya sağlığı bakımından tehlikeli olabilecek şekilde serbest bırakan veya bunların kontrol altına alınmasında ihmal gösteren kişi, altı aya kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
İşaret ve engel koymama
Madde 178- (1) Herkesin gelip geçtiği yerlerde yapılmakta olan işlerden veya bırakılan eşyadan doğan tehlikeyi önlemek için gerekli işaret veya engelleri koymayan, konulmuş olan işaret veya engelleri kaldıran ya da bunların yerini değiştiren kişi, iki aydan altı aya kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma
Madde 179- (1) Kara, deniz, hava veya demiryolu ulaşımının güven içinde akışını sağlamak için konulmuş her türlü işareti değiştirerek, kullanılamaz hale getirerek, konuldukları yerden kaldırarak, yanlış işaretler vererek, geçiş, varış, kalkış veya iniş yolları üzerine bir şey koyarak ya da teknik işletim sistemine müdahale ederek, başkalarının hayatı, sağlığı veya malvarlığı bakımından bir tehlikeye neden olan kişiye bir yıldan altı yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Kara, deniz, hava veya demiryolu ulaşım araçlarını kişilerin hayat, sağlık veya malvarlığı açısından tehlikeli olabilecek şekilde sevk ve idare eden kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Alkol veya uyuşturucu madde etkisiyle ya da başka bir nedenle emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyecek halde olmasına rağmen araç kullanan kişi yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır.
Trafik güvenliğini taksirle tehlikeye sokma
Madde 180- (1) Deniz, hava veya demiryolu ulaşımında, kişilerin hayatı, sağlığı veya malvarlığı bakımından bir tehlikeye taksirle neden olan kimseye üç aydan üç yıla kadar hapis cezası verilir.

Genel Güvenliğin Taksirle Tehlikeye Sokulması Suçu hakkında Yargıtay Kararları
Yargıtay, genel güvenliğin taksirle tehlikeye sokulması suçu uygulamasında genellikle fiillerin niteliğini ve bu fiillerin genel tehlike yaratma potansiyelini dikkate almaktadır. Örneğin, bir geminin taksirle karaya oturtulması veya bir binanın taksirle yıkılması gibi durumlarda, eğer genel bir tehlike yaratılmışsa, fail 383. maddeye göre cezalandırılabilir.
Yargıtay 9. Ceza Dairesi Kararı (25.02.1983):
Özet: Sanığın yönetimindeki tankerin karaya oturması sonucunda oluşan olayda, batma hali söz konusu olmadığı için TCK 383/1. maddesinin yasal unsurlarının mevcut olmadığı ve sanığın mahkûmiyetine karar verilmesinin kanuna aykırı olduğu belirtilmiştir.
Detay: "Sanığın eylemi, yönetimindeki tankerin mevkiini tayin edememesi sebebiyle, karaya oturmasına sebebiyet vermekten ibarettir. Mürettebatın ve kaptanın kendi çabaları ile kurtarılan karaya oturmuş tanker, yüzdürülerek Çanakkale’ye döndürülmüş olup, batma hali kesinlikle söz konusu değildir. Bu itibarla TCK’nın 383/1. maddesinin yasal unsurlarının olayda mevcut bulunmadığı gözetilmeden, sanığın mahkûmiyetine karar verilmesi, kanuna aykırıdır”.
Yargıtay 4. Ceza Dairesi Kararı (06.04.1949):
Özet: Deniz kazası ve batma halleri arasındaki ayrımda, deniz kazası sayılarak sanığa ceza verilmesi yolsuz bulunmuştur.
Detay: "Hâdisenin dikkatsizlik ve tedbirsizlikle deniz vasıtasının zarara uğramasına sebebiyetten ibaret olmasına ve evvelki maddelerdeki kasıtlı suçların adi zarar irasını şümulüne almaması hasebiyle bunların kasıtsız şeklinden bahseden 383. maddenin batma veya batma tehlikesi tahakkuk etmedikçe bu kabil zarara sebebiyet hadiselerini şümulüne alamayacağının bütün halleri (veya) ile ayırmış iken (batmak ve deniz kazası) hallerini atıf edatı olan (ve) ile birleştirmesinden de anlaşılmasına göre hâdisenin deniz kazası sayılarak sanığa ceza verilmesi yolsuzdur".
Yargıtay 9. Ceza Dairesi Kararı (20.11.2000):
Özet: Elektrik tesisatında arıza görülmemiş olmasına rağmen sanığa kusur izafe eden rapora dayanılarak mahkûmiyet hükmü tesis edilmesi doğru bulunmamıştır.
Detay: “Arıza vuku bulmadıkça elektrik tesisatını kontrol ettirmenin mutad olmamasına, yangının kötü hava şartlarından kaynaklanmış bulunmasına, sanığın eylemi ile yangının vukuu arasında illiyet bağı mevcut olmamasına rağmen, olay gününe kadar bir arıza görülmemiş olan elektrik tesisatını kontrol ettirmediği gerekçesiyle sanığa kusur izafe eden rapora dayanılarak (TCK’nın 383/1. maddesiyle) mahkûmiyet hükmü tesis” doğru değildir.
Yargıtay 2. Ceza Dairesi Kararı (21.03.2001):
Özet: Depremin etkisiyle binaların yıkılması ve çökmesi durumunda hukuki sorumluluk ile ceza sorumluluğu birlikte değerlendirilmiş ve kusurlu davranışı bulunan kişilerin cezai sorumluluklarının devam ettiği belirtilmiştir.
Detay: "Depremin etkisiyle binaların yıkılması ve çökmesiyle ilgili bir olaya ilişkin kararında, hukuki sorumluluk ile ceza sorumluluğu birlikte değerlendirerek suçun işlendiği tarih bakımından şu sonuçlara ulaşılmıştır: ‘Kusurlu davranışı bulunan kişilerin hukuken imkan ve sorumlulukları devam ettiği süre içerisinde meydana gelen sonuçtan cezai sorumlulukları söz konusu olup; bu dönemden sonra oluşan yıkılma halinde sorumlulukları söz konusu olmayacaktır’".
Yargıtay 4. Ceza Dairesi Kararı (27.06.1967):
Özet: Tedbirsizlik ve dikkatsizlik sonucu arı kovanlarının yanması durumunda TCK 383. maddesinin uygulanmayacağı belirtilmiştir.
Detay: "Tedbirsizlik ve dikkatsizlik neticesi arı kovanlarının yanması sonucu TCK 383. maddesi uygulanmaz. Zira arı ve kovanları, 383. maddeye tekaddüm eden maddelerde açıklanıp sayılanların dışındadır".
Genel Güvenliğin Taksirle Tehlikeye Sokulması Suçu ve Cezası
Ceza ve Yaptırımlar
Genel Güvenliğin Taksirle Tehlikeye Sokulması Suçu için öngörülen cezalar, fiilin sonucuna göre değişir. Üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır
Sonuç
Taksirle tehlikeye sebebiyet verme suçu, kamu güvenliğini ihlal eden ciddi bir suç tipidir. Bu suçun oluşumu için belirli fiillerin gerçekleşmesi ve bu fiillerin genel bir tehlike yaratması gerekmektedir. Yargıtay kararları ve doktrin, bu suçun uygulamasında dikkate alınması gereken önemli kriterleri ortaya koymaktadır. Bu yazıda ele alınan bilgiler ışığında, taksirle tehlikeye sebebiyet verme suçunun hukuki boyutları ve uygulama alanları hakkında kapsamlı bir değerlendirme yapılmıştır. Bu suçun doğru bir şekilde anlaşılması ve uygulanması, kamu güvenliğinin korunması açısından büyük önem taşımaktadır. İlgili suçlar ile ilgili daha fazla bilgi sahibi olmak için Çanakkale Ceza Avukatımız ile iletişime geçebilirsiniz.
Σχόλια