top of page

Olası Kast ve Bilinçli Taksir Arasındaki Fark


Herkes kendi kusurlu hareketinden sorumludur. Bu bağlamda, hukukumuzda suçların işleniş şekline göre kast ve taksir kavramları büyük önem taşır. Bu yazıda, kast ve taksir kavramlarını detaylı bir şekilde ele alacağız.


Kast Nedir?


Olası Kast ve Bilinçli Taksir Arasındaki Fark

Kast, bir suça konu eylemin hareket ve neticesinin bilerek ve isteyerek yapılmasıdır. Yani fail, suç teşkil eden fiilin sonuçlarını bilerek ve isteyerek gerçekleştirmektedir. Kast, suçun manevi unsuru olarak değerlendirildiğinde, failin suçu işleme konusundaki iradesi ve bilinçli hareket etmesi önemli bir faktördür.


Olası Kast Nedir?


Olası kastta, failin bir planı veya programı olmamakla birlikte, suça konu fiilin sonuçlarını öngörmesi ve bu sonuçları kabullenmesi durumu söz konusudur. Türk Ceza Kanunu'nun 21. maddesinin ikinci fıkrasında olası kast tanımlanmıştır:


"Madde 21- (1) Suçun oluşması kastın varlığına bağlıdır. Kast, suçun kanuni tanımındaki unsurların bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesidir. (2) Kişinin, suçun kanuni tanımındaki unsurların gerçekleşebileceğini öngörmesine rağmen, fiili işlemesi halinde olası kast vardır."

Bu tanıma göre, fail suça konu fiilin sonuçlarını öngörmesine rağmen, bu sonuçları önemsemeyerek fiili gerçekleştirmektedir.


Olası Kast ve Bilinçli Taksir Arasındaki Fark

Olası Kast ve Bilinçli Taksir Arasındaki Fark


Olası kast ile bilinçli taksir arasındaki en belirgin fark, failin neticeye yönelik tutumudur. Olası kastta fail, "olursa olsun" diyerek neticeyi kabullenirken, bilinçli taksirde fail, "bir şey olmaz" diyerek neticenin gerçekleşmeyeceğine inanmaktadır.


Taksir Nedir?


Taksir, bir fiilin bilerek ve isteyerek yapılmasına rağmen, bu fiilin sonuçlarının öngörülememesi veya öngörülse bile gerçekleşmeyeceğine inanılması durumudur. Taksir, failin dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranışı sonucu suçun işlenmesi anlamına gelir. Taksiri, basit ve bilinçli taksir olarak ikiye ayırabiliriz.


Basit Taksir


Basit taksir, failin fiilin sonuçlarını öngörememesi durumudur. Örneğin, meskun mahal olmayan bir yerde hızlı araç kullanan sürücünün trafik kazası yaparak bir yayaya çarpması durumunda, failin bu sonucu öngörmemesi basit taksir olarak değerlendirilir.


Bilinçli Taksir


Bilinçli taksir, failin fiilin sonuçlarını öngörmesine rağmen, bu sonuçların gerçekleşmeyeceğine inanarak hareket etmesi durumudur. Örneğin, yaz aylarında yoğun bir plaj alanında hızlı araç kullanarak trafik kazası yapan bir sürücü, sonuçları öngörmesine rağmen bu sonuçların gerçekleşmeyeceğine inanarak hareket ettiğinden bilinçli taksir sorumluluğu taşır. Türk Ceza Kanunu'nun 22. maddesinin ikinci fıkrasında bilinçli taksir tanımlanmıştır:

"TCK m.22/2 bilinçli taksiri, kişinin öngördüğü sonucu istemediği halde neticenin meydana gelmesi olarak tanımlamıştır."


Olası Kast ve Bilinçli Taksir Arasındaki Fark

Yargıtay Kararları Işığında Bilinçli Taksir ve Olası Kast


Yargıtay, kast ve taksir kavramlarını net bir şekilde ayırmak için çeşitli kararlar vermiştir. Bu kararlar, hukukun uygulanmasında önemli bir rehber niteliği taşır. Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 2017/1-108 E. 2017/311 K. ve 06.06.2017 tarihli ilamında, bilinçli taksir ve olası kast arasındaki farklar şu şekilde vurgulanmıştır:


"Sanık kavşağa yaklaşmadan önce kırmızı ışık yanmış, sanığın istikametindeki araçlar durmuş, sanık kırmızı ışık yanmasına rağmen kavşaktan geçebileceğini düşünmüş ancak katılanların bulunduğu aracın kavşağa girdiğini görmesi ile frene basmasına rağmen katılanların yaralanması ile sonuçlanan trafik kazasına neden olmuştur. Sanığın son anda frene basmış olması, bilinçli taksirin özünü oluşturan ve bilinçli taksiri, olası kasttan ayıran en önemli ilke olan, öngörülen ve gerçekleşen neticenin istenmemesi ve engelleme çabasını göstermektedir. Sanık neticeyi öngörmüş, ancak öngördüğü bu neticeyi istememiş, hatta neticenin meydana gelmemesi için çaba sarf etmiştir."


Bu karar, bilinçli taksir ve olası kast arasındaki farkları net bir şekilde ortaya koymaktadır. Bilinçli taksirde fail, öngördüğü neticenin gerçekleşmeyeceğine inanmaktadır ve bu neticenin gerçekleşmemesi için çaba göstermektedir. Olası kastta ise fail, öngördüğü neticeyi önemsememekte ve "olursa olsun" diyerek hareket etmektedir.


Ceza Süreleri


Olası kast ve bilinçli taksir, hukuki sonuçları bakımından önemli farklılıklara sahiptir. Olası kast ile işlenen suçlarda, fail doğrudan kast halinde cezalandırılır. Örneğin, olası kast ile işlenen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası gerektiren suçlarda fail, müebbet hapis cezası ile cezalandırılır. Diğer suçlarda ise temel ceza üçte birden yarısına kadar indirilir (TCK m.21/2).

Bilinçli taksir ile işlenen suçlarda ise ceza, taksirli suça ilişkin cezanın üçte birden yarısına kadar artırılması suretiyle belirlenir. Örneğin, taksirle öldürme suçu nedeniyle 3 yıl hapis cezasına hükmedilecekse, bilinçli taksir halinde suçun cezası 4,5 yıla kadar çıkabilecektir.


Manevi Unsur Bakımından


Türk Ceza Kanunu'na göre, suçun esas manevi unsuru kasttır, taksir ise istisnaidir. Taksirle işlenen fiiller, ancak kanunun açıkça belirttiği hallerde cezalandırılır. Suçun manevi unsurunu oluşturan kast ve taksir kavramlarının cezalandırılabilme açısından farklılık göstermesi nedeniyle bu kavramların ayrımının yapılması büyük önem arz etmektedir. Manevi unsurun tespiti deliller ile sağlanır. Bu sebeple, şüphe failin aleyhine somut delillerle yüzde yüz yenilmedikçe (CMK m.223/5), daha ağır suçtan değil, ispata elverişli suçtan ceza verilmelidir.


Sonuç


Kast ve taksir kavramları, hukukumuzda suçun manevi unsurunu belirlemede büyük önem taşır. Kast, suçun bilerek ve isteyerek işlenmesini ifade ederken, taksir, suçun sonuçlarının öngörülememesi veya öngörülse bile gerçekleşmeyeceğine inanılması durumunu ifade eder. Olası kast ve bilinçli taksir arasındaki farklar, failin neticeye yönelik tutumuna göre belirlenir ve bu farklar hukuki sonuçları bakımından önemli farklılıklar yaratır.

Yargıtay kararları ve Türk Ceza Kanunu'nun ilgili maddeleri ışığında, kast ve taksir kavramlarının doğru anlaşılması ve uygulanması, hukuki süreçlerde adaletin sağlanması açısından büyük önem taşır. Bu nedenle, hukuki süreçlerde bu kavramların dikkatle ele alınması ve doğru bir şekilde uygulanması gerekmektedir.

تعليقات


bottom of page