Sit Alanı İçerisinde Yapı Kayıt Belgesi ve İmar Kanunu Geçici 16. Madde
- Avukat Vedat Hakan beyaz
- 23 Tem 2024
- 10 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 23 Tem 2024
3194 sayılı İmar Kanunu’nun geçici 16. maddesi, sit alanı, kıyı, orman ve mera gibi özel kanunlarla korunan alanlarda bulunan yapıların imar barışından faydalanamayacağına dair bir hüküm içermemektedir. Bu nedenle bu tür alanlardaki birçok yapı için yapı kayıt belgesi alınmış, ancak bu belgeler idareler ve mahkemeler tarafından dikkate alınmamış ve geçerli olmadığı ifade edilmiştir. Çevre ve Şehircilik Bakanı da, kanunda hüküm bulunmamasına rağmen 1. derece arkeolojik sit alanlarındaki yapılara yapı kayıt belgesi verilmeyeceğini belirtmiştir.

Sit Alanı, Kıyı, Orman Gibi Özel Kanunlara Tabi Alanlarda Yapı Kayıt Belgesi Geçerli midir?
3194 sayılı İmar Kanunu’na eklenen geçici 16. madde, özel kanunlara tabi alanlardaki yapıların imar barışına dahil edilmesiyle pek çok sorun yaratmıştır. Önceki imar affı düzenlemelerinde, imar affından yararlanamayacak alanlar net bir şekilde belirtilmişken, yeni düzenlemede bu konudaki belirsizlikler sorunlara yol açmıştır.
Anayasa Mahkemesi, 2863 sayılı Kanun kapsamında tescilli bir yapı için alınan yapı kayıt belgesinin geçerli olduğunu belirlemiştir. Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı da özel kanunlara tabi alanlarda yapı kayıt belgesi alınabileceğini açıklamıştır. Dolayısıyla, sit alanları, orman, kıyı ve mera alanlarındaki yapı kayıt belgelerinin geçerli olduğunu kabul etmek gerekir.
Özel Kanunlara Tabi Alanlarda Yapı Kayıt Belgesi Alan Yapılar Hakkında Yıkım ve Para Cezası Kararı Alınabilir mi?
3194 sayılı İmar Kanunu’nun geçici 16. maddesi, yapı kayıt belgesi verilen yapıların yıkım kararlarını ve idari para cezalarını iptal etmektedir. Ancak, özel kanunlara tabi alanlardaki yapılar için açık bir hüküm bulunmamaktadır.
2863 Sayılı Kanun Kapsamındaki Yapılar
2863 sayılı Kanun, kültür ve tabiat varlıklarını korumak amacıyla belirli alanlarda izinsiz yapılaşmayı yasaklamaktadır. Yapı kayıt belgesi bulunan yapılar için İmar Kanunu’na göre yıkım ve para cezası kararı alınamazken, koruma kurulları bu yapılar hakkında yıkım kararı alabilir. Ancak, idari para cezası verilemez.

3621 Sayılı Kıyı Kanunu Kapsamındaki Yapılar
Kıyı Kanunu kapsamında kalan alanlarda, ruhsatsız yapılar için İmar Kanunu’nun ilgili hükümleri uygulanır. Yapı kayıt belgesi bulunan yapılar için yıkım ve para cezası kararı alınamaz. Kıyı Kanunu’nun 14. maddesi, bu tür yapılar için Gecekondu Kanunu kapsamında da yıkım kararı alınmasını engellemektedir.
Satılması Mümkün Olmayan Taşınmazlar Üzerindeki Yapılar
Hazineye ait özel kanunlara tabi taşınmazlar üzerinde yapı kayıt belgesi bulunan yapılar, genel kanun hükümlerine tabi olup, bu alanlarda yıkım ve para cezası kararı alınabilir. Ancak, yapı kayıt belgesi bulunan yapılar için öncelikle yapı sahibinin zararının giderilmesi gerekmektedir.
Anayasa Mahkemesi Kararı İnceleme
Kararın İçeriği
Esas Sayısı: 2019/109
Karar Sayısı: 2019/91
Karar Tarihi: 4/12/2019
Anayasa Mahkemesi, Bursa 3. İdare Mahkemesi'nin başvurusu üzerine 3194 sayılı İmar Kanunu'na eklenen geçici 16. maddenin Anayasa'ya aykırılığı iddiasını değerlendirmiştir. İtiraz konusu madde, afet risklerine hazırlık kapsamında ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı yapıların kayıt altına alınması ve imar barışının sağlanması amacıyla düzenlenmiştir.
İptali İstenen Kanun Hükmü
Geçici Madde 16:
Afet risklerine hazırlık kapsamında ruhsatsız veya ruhsata aykırı yapıların kayıt altına alınması ve imar barışının sağlanması amacıyla belirli şartlar altında Yapı Kayıt Belgesi verilebilir.
31 Aralık 2017 tarihinden önce yapılmış yapılar için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na başvurulması ve belirli şartların yerine getirilmesi halinde Yapı Kayıt Belgesi verilir.
Yapı Kayıt Belgesi, yapının kullanım amacına yönelik olarak su, elektrik ve doğalgaz gibi hizmetlerin geçici olarak bağlanmasına imkan tanır.
Yapı Kayıt Belgesi verilen yapılarla ilgili yıkım kararları ve tahsil edilemeyen idari para cezaları iptal edilir.
Yapı ruhsatı alıp da yapı kullanma izin belgesi almamış veya yapı ruhsatı bulunmayan yapılar için Yapı Kayıt Belgesi ile maliklerin tamamının muvafakatinin bulunması ve imar planlarında umumi hizmet alanlarına denk gelen alanların terk edilmesi halinde yapı kullanma izin belgesi aranmaksızın cins değişikliği ve kat mülkiyeti tesis edilebilir.
Olayın Detayları

Bursa 3. İdare Mahkemesi, korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı olarak tescilli bir taşınmaza işyeri açma ve çalışma ruhsatı verilmesi talebinin reddine ilişkin işlemin iptali için dava açmıştır. Mahkeme, 3194 sayılı İmar Kanunu'na eklenen geçici 16. maddenin Anayasa'ya aykırı olduğu gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi'ne başvurmuştur. İtiraz konusu kural, devletin mülkiyeti veya hüküm ve tasarrufu altındaki alanlarda 31 Aralık 2017 tarihinden önce yapılmış ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı yapılara Yapı Kayıt Belgesi verilebileceğini düzenlemektedir.
Kararın Özeti
Anayasa Mahkemesi, yapılan başvuruyu değerlendirirken, itiraz konusu kuralın davada uygulanma imkanı bulunup bulunmadığını incelemiştir. Mahkeme, itiraz konusu kuralın, korunması gerekli taşınır ve taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları ile kıyıları ve sahil şeritlerini koruma amacıyla düzenlenmiş olan 2863 ve 3621 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmasına engel oluşturmadığını tespit etmiştir. Bu nedenle, başvurunun Mahkemenin yetkisizliği nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Anayasa Mahkemesi'nin Kararının İncelenmesi
Anayasa Mahkemesi, kararında şu hususlara dikkat çekmiştir:
Başvuru Şartları:
Anayasa'nın 152. maddesi ve 6216 sayılı Kanun’un 40. maddeleri gereğince, bir davaya bakmakta olan mahkeme, o dava sebebiyle uygulanacak bir kanunun Anayasa'ya aykırılığı iddiasıyla Anayasa Mahkemesi'ne başvurabilir. Ancak, başvuru konusu kuralın davada uygulanabilir nitelikte olması gerekmektedir.
Kuralın Uygulanabilirliği:
İtiraz konusu kural, devletin mülkiyeti veya hüküm ve tasarrufu altındaki alanlarda 31 Aralık 2017 tarihinden önce yapılmış ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı yapılara Yapı Kayıt Belgesi verilebileceğini düzenlemektedir.
Ancak, korunması gerekli taşınmaz kültür varlıkları ile ilgili 2863 sayılı Kanun ve kıyıların korunmasına ilişkin 3621 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmasına engel oluşturmamaktadır. İlgili özel kanun hükümleri, Yapı Kayıt Belgesi verilen taşınmazlar yönünden de geçerlidir.
Başvurunun Reddi:
Anayasa Mahkemesi, itiraz konusu kuralın davada uygulanma imkanı bulunmadığı sonucuna vararak başvurunun yetkisizlik nedeniyle reddine karar vermiştir.
Yapı Kayıt Belgesi ve İmar Kanunu
SONUÇ
Anayasa Mahkemesi'nin bu kararı, 3194 sayılı İmar Kanunu'na eklenen geçici 16. maddenin, kültür ve tabiat varlıklarının korunmasına ilişkin kanunlarla çelişmediğini ve bu kanunların uygulanmasına engel oluşturmadığını ortaya koymaktadır. Bu durum, hukuki süreçlerde özel kanun hükümlerinin dikkate alınması gerektiğini ve Yapı Kayıt Belgesi düzenlemelerinin, kültürel ve doğal varlıkların korunmasına yönelik yasal düzenlemelerle uyumlu olduğunu göstermektedir.
Yapı kayıt belgesi verilen yapılar, genel olarak imar barışı kapsamında korunmaktadır. Ancak, özel kanunlara tabi alanlardaki yapılar için net bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu tür alanlardaki yapılar için yıkım ve para cezası kararları, ilgili özel kanun hükümlerine dayandırılarak alınabilir. Yapı kayıt belgeleri, mülkiyet hakkı ve diğer yasal haklar konusunda tam bir koruma sağlamamaktadır. Konuyla ilgili daha fazla detaylı hukuki destek almak için Çanakkale Gayrimenkul Avukatımız ile iletişime geçiniz.
ANAYASA MAHKEMESİ KARARI Esas Sayısı:2019/109 Karar Sayısı:2019/91 Karar Tarihi:4/12/2019 R.G.Tarih-Sayısı:Tebliğ edildi. İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN: Bursa 3. İdare Mahkemesi İTİRAZIN KONUSU: 3/5/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanunu’na 11/5/2018 tarihli ve 7143 sayılı Kanun’un 16. maddesiyle eklenen geçici 16. maddenin Anayasa’nın 5., 35., 43. ve 63. maddelerine aykırılığı ileri sürülerek iptaline karar verilmesi talebidir. OLAY: Korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı olarak tescilli bir taşınmaza işyeri açma ve çalışma ruhsatı verilmesi talebinin reddine ilişkin işlemin iptali talebiyle açılan davada itiraz konusu kuralın Anayasa’ya aykırı olduğu kanısına varan Mahkeme, iptali için başvurmuştur. I. İPTALİ İSTENEN KANUN HÜKMÜ Kanun’un geçici 16. maddesi şöyledir: “Geçici Madde 16- (Ek: 11/5/2018-7143/16 md.) Afet risklerine hazırlık kapsamında ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı yapıların kayıt altına alınması ve imar barışının sağlanması amacıyla, 31/12/2017 tarihinden önce yapılmış yapılar için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve yetkilendireceği kurum ve kuruluşlara 31/10/2018 tarihine kadar başvurulması, bu maddedeki şartların yerine getirilmesi ve 31/12/2018 tarihine kadar kayıt bedelinin ödenmesi halinde Yapı Kayıt Belgesi verilebilir. Başvuruya konu yapının ve arsasının mülkiyet durumu, yapı sınıf ve grubu ve diğer hususlar Bakanlık tarafından hazırlanan Yapı Kayıt Sistemine yapı sahibinin beyanına göre kaydedilir. Yapının bulunduğu arsanın 29/7/1970 tarihli ve 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununa göre belirlenen emlak vergi değeri ile yapının Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca belirlenen yaklaşık maliyet bedelinin toplamı üzerinden konutlarda yüzde üç, ticari kullanımlarda yüzde beş oranında alınacak kayıt bedeli başvuru sahibi tarafından genel bütçenin (B) işaretli cetveline gelir kaydedilmek üzere merkez muhasebe birimi hesabına yatırılır. 6306 sayılı Kanun kapsamında kullanılmak üzere kaydedilen gelirler karşılığı Bakanlık bütçesine ödenek eklemeye Maliye Bakanı yetkilidir. Bu ödenek, dönüşüm projeleri özel hesabına aktarılarak kullanılır. Kayıt bedeline ilişkin oranı iki katına kadar artırmaya, yarısına kadar azaltmaya, yapının niteliğine ve bölgelere göre kademelendirmeye, ayrıca başvuru ve ödeme süresini bir yıla kadar uzatmaya Bakanlar Kurulu yetkilidir. Yapı Kayıt Belgesi yapının kullanım amacına yöneliktir. Yapı Kayıt Belgesi alan yapılara, talep halinde ilgili mevzuatta tanımlanan ait olduğu abone grubu dikkate alınarak geçici olarak su, elektrik ve doğalgaz bağlanabilir. Yapı Kayıt Belgesi verilen yapılarla ilgili bu Kanun ve 2960 sayılı Kanun uyarınca alınmış yıkım kararları ile tahsil edilemeyen idari para cezaları iptal edilir. Yapı ruhsatı alıp da yapı kullanma izin belgesi almamış veya yapı ruhsatı bulunmayan yapılarda, Yapı Kayıt Belgesi ile maliklerin tamamının muvafakatinin bulunması ve imar Esas Sayısı:2019/109 Karar Sayısı:2019/91 2 planlarında umumi hizmet alanlarına denk gelen alanların terk edilmesi halinde yapı kullanma izin belgesi aranmaksızın cins değişikliği ve kat mülkiyeti tesis edilebilir. Bu durumda, ikinci fıkrada belirtilen bedelin iki katı ödenir. Beşinci fıkra uyarınca kat mülkiyetine geçilmiş olması 6306 sayılı Kanunun ek 1 inci maddesinin uygulanmasına engel teşkil etmez. Yapı Kayıt Belgesi alınan yapıların, Hazineye ait taşınmazlar üzerine inşa edilmiş olması halinde, bu taşınmazlar Bakanlığa tahsis edilir. Yapı Kayıt Belgesi sahipleri ile bunların kanuni veya akdi haleflerinin 31/12/2019 tarihine kadar yapacakları satın alma talepleri üzerine taşınmazlar Bakanlıkça rayiç bedel üzerinden doğrudan satılır. Bu durumda elde edilen gelirler bu maddenin ikinci fıkrasına göre genel bütçeye gelir kaydedilir. Ayrıca bu gelirler hakkında 29/6/2001 tarihli ve 4706 sayılı Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 5 inci maddesinin beşinci fıkrası, yapı ve tesisler hakkında ise onbirinci fıkrası hükmü uygulanmaz. (Ek cümleler:4/7/2019-7181/14 md.) Yapı kayıt belgesine konu taşınmaz için 24/2/1984 tarihli ve 2981 sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 Sayılı İmar Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun hükümlerine göre tapu tahsis belgesi alınması ve bu belgeye esas arsa bedellerinin ödenmiş olması hâlinde bu madde uyarınca ayrıca satış bedeli alınmaz. Yapı kayıt belgesi alınan taşınmazların satışa konu edilen kısımlarından yapı kayıt belgesi tarihi ile satış tarihi arasındaki dönem için ecrimisil alınmaz, tahakkuk ettirilen ecrimisiller terkin edilir, satış tarihi itibarıyla tahsil edilen ecrimisil tutarı satış bedelinden mahsup edilir, bu tutardan fazlası iade edilmez. Yapı Kayıt Belgesi alınan yapıların belediyelere ait taşınmazlar üzerine inşa edilmiş olması halinde, Yapı Kayıt Belgesi sahipleri ile bunların kanuni veya akdi haleflerinin talepleri üzerine bedeli ilgili belediyesine ödenmek kaydıyla taşınmazlar rayiç bedel üzerinden belediyelerce doğrudan satılır. Üçüncü kişilere ait özel mülkiyete konu taşınmazlarda bulunan yapılar ile Hazineye ait sosyal donatı için tahsisli araziler üzerinde bulunan yapılar bu madde hükümlerinden yararlandırılmaz. Yapı Kayıt Belgesi, yapının yeniden yapılmasına veya kentsel dönüşüm uygulamasına kadar geçerlidir. Yapı Kayıt Belgesi düzenlenen yapıların yenilenmesi durumunda yürürlükte olan imar mevzuatı hükümleri uygulanır. Yapının depreme dayanıklılığı hususu malikin sorumluluğundadır. Bu madde hükümleri, 18/11/1983 tarihli ve 2960 sayılı Boğaziçi Kanununda tanımlanan Boğaziçi sahil şeridi ve öngörünüm bölgesi içinde ekli kroki ile listede sınır ve koordinatları gösterilen alan ile İstanbul tarihi yarımada içinde ekli kroki ile listede sınır ve koordinatları gösterilen alanlarda ve ayrıca 19/6/2014 tarihli ve 6546 sayılı Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı Kurulması Hakkında Kanunun 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde belirlenmiş Tarihi Alanda uygulanmaz. Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Bakanlık ve Maliye Bakanlığı tarafından müştereken belirlenir.” II. İLK İNCELEME Esas Sayısı:2019/109 Karar Sayısı:2019/91 3
Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü hükümleri uyarınca yapılan ilk inceleme toplantısında başvuru kararı ve ekleri, Raportör Elif KARAKAŞ tarafından hazırlanan ilk inceleme raporu, itiraz konusu kanun hükmü okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Anayasa’nın 152. ile 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 40. maddelerine göre bir davaya bakmakta olan mahkeme, o dava sebebiyle uygulanacak bir kanunun veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin hükümlerini Anayasa’ya aykırı gördüğünde veya taraflardan birinin ileri sürdüğü aykırılık iddiasının ciddi olduğu kanısına vardığında bu hükümlerin iptalleri için Anayasa Mahkemesine başvurmaya yetkilidir. Ancak anılan maddeler uyarınca bir mahkemenin Anayasa Mahkemesine başvurabilmesi için elinde yöntemince açılmış ve mahkemenin görevine giren bir davanın bulunması ve iptali talep edilen kuralın da o davada uygulanacak olması gerekir. Uygulanacak kural ise bakılmakta olan davanın değişik evrelerinde ortaya çıkan sorunların çözümünde veya davayı sonuçlandırmada olumlu ya da olumsuz yönde etki yapacak nitelikte bulunan kurallardır.
İtiraz konusu kural 3194 sayılı Kanun’a 11/5/2018 tarihli ve 7143 sayılı Kanun’la geçici 16. madde olarak eklenmiştir.
3194 sayılı Kanun’un “İstisnalar” başlıklı 4. maddesinde 12/3/1982 tarihli ve 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu, 21/7/1983 tarihli ve 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu, bu Kanun’un ilgili maddelerine uyulmak kaydı ile 18/11/1983 tarihli ve 2960 sayılı İstanbul Boğaziçi Kanunu ve 10/7/2014 tarihli ve 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nun 31. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca yapılan atıf nedeniyle anılan Kanun ile diğer özel kanunlarla belirlenen veya belirlenecek olan yerlerde, bu Kanun’un özel kanunlara aykırı olmayan hükümlerinin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.
Bakılmakta olan davaya konu taşınmaz 2863 sayılı Kanun kapsamında korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı olarak tescil edilmiş bir yapı niteliğindedir. Restorasyon amaçlı yapı ruhsatında mesken olarak kayıtlı bulunan söz konusu taşınmaz 1/1000 ölçekli Mudanya Kentsel Sit Alanı Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planı’nda da konut alanında kalmaktadır. 1610 No.lu Mudanya Lisanslı Harita Kadastro Mühendislik Bürosu tarafından hazırlanan 28/8/2014 tarihli aplikasyon krokisine göre yapının zemin katının denize bakan cephesinde yer alan veranda 25.65 m2 boş alana tecavüzlüdür. Davalı idarenin 16/10/2018 tarihli yazısına cevaben gönderilen Bursa Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünün tarihsiz ve 34237 sayılı yazısında söz konusu verandanın altının kapatılarak alan kazanıldığı ve bu alanı da dâhil ederek yapılan beyan doğrultusunda yapıya ilişkin ticari nitelikli yapı kayıt belgesi düzenlendiği belirtilmiştir.
Bakılmakta olan davanın konusunu itiraz konusu kural uyarınca düzenlenen yapı kayıt belgesine dayanılarak işyeri açma ve çalışma ruhsatı verilmesi talebinin reddine ilişkin işlemin iptali istemi oluşturmaktadır. İtiraz konusu kural, devletin mülkiyeti ya da hüküm ve tasarrufu altındaki alanlarda 31 Aralık 2017 tarihinden önce yapılmış ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı yapılardan gerekli şartları sağlayanlara yapı kayıt belgesi verilebileceğini düzenlemektedir. Kuralın kapsamından yapı kayıt belgesi ile 3194 sayılı Kanun’a aykırı yapıların tespit edilerek kayıt altına alınmasının ve ilgili yapılara talep halinde su, elektrik ve doğalgaz bağlanabilmesi suretiyle geçici olarak kullanım hakkı sağlanmasının amaçlandığı anlaşılmaktadır.
Kural kapsamında düzenlenen yapı kayıt belgesi dava konusu yapının kullanımına imkân sağlamakla birlikte anılan yapının yukarıda yer verilen nitelikleri gözönünde bulundurulduğunda korunması gerekli taşınır ve taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları ile ilgili işlem ve faaliyetleri düzenleyen 2863 sayılı Kanun ile kıyıları ve sahil şeritlerini koruma amacıyla Esas Sayısı:2019/109 Karar Sayısı:2019/91 4 düzenlenmiş olan 3621 sayılı Kanun hükümlerinin bakılan davada uygulanmasının önünde bir engel bulunmamaktadır. Zira kuralda yapı kayıt belgesi verilen taşınmazlar yönünden ilgili özel kanun hükümlerinin uygulanamayacağına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır.
Belirtilen nedenle 3194 sayılı Kanun’un geçici 16. maddesinde yer alan düzenlemenin, bakılmakta olan davada 2863 ve 3621 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmasına engel oluşturduğunun kabulüne imkân bulunmamaktadır. İtiraz başvurusunun ise itiraz konusu kuralın kıyılar ile kültür ve tabiat varlıklarının korunmasına ilişkin mevzuat hükümlerinin bakılmakta olan davada uygulanmasına engel oluşturduğu gerekçesiyle yapıldığı anlaşılmaktadır.
Bu itibarla işyeri açma ve çalıştırma ruhsatı verilmesi talebine ilişkin uyuşmazlıkta bu konuya ilişkin özel hükümler içeren anılan kanunların dikkate alınmasının önünde bir engel bulunmadığından itiraz konusu kuralın bakılmakta olan davada uygulanma imkânı bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle itiraz konusu kurala ilişkin başvurunun Mahkemenin yetkisizliği nedeniyle reddi gerekir. III. HÜKÜM 3/5/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanunu’na 11/5/2018 tarihli ve 7143 sayılı Kanun’un
maddesiyle eklenen geçici 16. maddenin itiraz başvurusunda bulunan Mahkemenin bakmakta olduğu davada uygulanma imkânı bulunmadığından bu maddeye ilişkin başvurunun Mahkemenin yetkisizliği nedeniyle REDDİNE 4/12/2019 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi. Başkan Zühtü ARSLAN Başkanvekili Hasan Tahsin GÖKCAN Başkanvekili Recep KÖMÜRCÜ Üye Serdar ÖZGÜLDÜR Üye Burhan ÜSTÜN Üye Engin YILDIRIM Üye Hicabi DURSUN Üye Celal Mümtaz AKINCI Üye Muammer TOPAL Üye M. Emin KUZ Üye Kadir ÖZKAYA Üye Rıdvan GÜLEÇ Üye Recai AKYEL Üye Yusuf Şevki HAKYEMEZ Esas Sayısı:2019/109 Karar Sayısı:2019/91 5 Üye Yıldız SEFERİNOĞLU Üye Selahaddin MENTEŞ
Comments