top of page

Yargıtay kararları ışığında ihtiyati tedbirlere itiraz mümkün mü?

Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun yürürlüğe girmesiyle birlikte, özellikle ihtiyati tedbir kararlarına karşı başvurulacak kanun yolu konusunda Yargıtay Daireleri arasında önemli görüş ayrılıkları ortaya çıkmıştır. Bu ayrılıkların giderilmesi amacıyla Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulu bir karar vermiştir. Bu yazıda, bu karara ve konu hakkındaki çeşitli görüşlere detaylı bir bakış sunulacaktır.


ihtiyati tedbir

İhtiyati Tedbir

Yargıtay Dairelerinin Görüşleri


1. Temyiz Yolunun Kapalı Olduğu Görüşünde Olan Daireler:


Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2013 tarihli bir kararında, ihtiyati tedbir kararlarının temyiz edilemeyeceğini, çünkü bunların nihai kararlar olmadığını ve 427. maddenin temyiz yolunu sadece nihai kararlara açtığını belirtmiştir. Aynı şekilde, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi de 2013 tarihli kararında, "kanun yolu" ifadesinden temyizin anlaşılamayacağını ve temyiz başvurusunun reddi gerektiğini ifade etmiştir. Yargıtay 19. Hukuk Dairesi ise 2012 tarihli kararında, başvurulacak kanun yolundan sadece istinafın anlaşılması gerektiğini hükmetmiştir.


2. Kanun Yolunun İstinaf Olduğu Görüşü:


Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda (HMK) istinaf kanun yolu da düzenlenmiştir. Ancak HMK’nın 391/3 ve 394/5. maddelerinde sadece "kanun yolu" ifadesi yer almakta, bu ifadeden ne anlaşılması gerektiği konusunda tereddütler oluşmaktadır. Doktrinde çoğunluk görüşü, kanun yolundan istinaf anlaşılması gerektiği yönündedir. Ancak bölge adliye mahkemelerinin kurulmadığı süreçte temyiz yoluna müracaat edilebileceği görüşü de ileri sürülmüştür.


Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulu Kararı


Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulu, ihtiyati tedbir taleplerinin reddi veya kabulü hallerinde, itiraz üzerine verilen kararlara karşı temyiz yolunun kapalı olduğu kararına varmıştır. Bu kararın gerekçesinde, ihtiyati tedbir kararlarının nihai nitelikte bir karar olup olmadığı ve bu tür kararların temyiz edilebileceği konusunda özel bir düzenlemenin bulunup bulunmadığı hususları irdelenmiştir.


1. Kararın Gerekçesi:


İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulu, ihtiyati tedbir kararlarının geçici nitelikte bir önlem olduğunu ve durum ve şartların değişmesi halinde değiştirilebileceğini, dolayısıyla bu kararların temyiz edilemeyeceğini belirtmiştir. Ayrıca, Anayasa’nın 6. ve 142. maddelerine atıfta bulunarak, mahkemelerin görev ve yetkilerinin kanunla düzenlenmesi gerektiğini vurgulamıştır.


2. Karşı Oylar:


Karara karşı yazılan birinci karşı oyda, HMK’nın 391/3 ve 394/5. maddelerindeki "kanun yolu" tabirinin temyiz yolunu da içerecek şekilde anlaşılması gerektiği belirtilmiştir. Bu görüş, ihtiyati tedbir kararlarının hem ara kararı, hem de nihai karar niteliği taşımayan kendine özgü nitelikte kararlar olduğu, dolayısıyla temyiz edilmesi gerektiği şeklinde ifade edilmiştir.


Doktrindeki Görüşler


Doktrinde, HMK’nın yürürlüğe girmesiyle birlikte ihtiyati tedbir kararlarına karşı başvurulacak kanun yolunun ne olması gerektiği konusunda farklı görüşler ileri sürülmüştür. Örneğin, Gençcan, ihtiyati tedbir kararına karşı kanun yolunun HMK m.342 hükmü ile istinaf yolu şeklinde düzenlendiğini ve bu düzenlemenin daraltılmasının, genişletilmesinin, değiştirilmesinin veya kaldırılmasının TMK m.33 hükmüne karşı meydan okuma sayılması gerektiğini belirtmiştir.


Sonuç ve Değerlendirme


Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulu’nun kararı, ihtiyati tedbir kararlarına karşı temyiz yolunu kapatarak, bu tür kararların sadece istinaf yoluna tabi olduğunu vurgulamaktadır. Bu karar, doktrindeki bazı görüşlere ve Yargıtay Daireleri arasındaki farklı uygulamalara son vermek amacıyla alınmış olup, gelecekte benzer uyuşmazlıkların çözümünde rehberlik edecektir.

Ancak bu kararın uygulamada nasıl bir etki yaratacağı, ihtiyati tedbir kararlarının etkinliği ve hukuki güvenlik açısından değerlendirilmesi gereken önemli bir husustur. Mahkemelerin, kanun yollarını kullanarak verilen kararların denetlenmesi ve hataların düzeltilmesi imkanının ortadan kalkmaması önemlidir. Bu bağlamda, kanun koyucunun bu konuda yapacağı düzenlemeler ve yargı organlarının uygulamaları dikkatle izlenmelidir.


İhtiyadi tebirler hakkında hukuki destek almak için Çanakkale Ticaret Avukatımız ile iletişime geçiniz.




Kommentarer


bottom of page